31 Temmuz 2011 Pazar

Gerilme Dönemi

Bir insanın en temel isteği yaşamaktır. Kelime anlamıyla incelediğimiz zaman vücudumuz acıkır, susar, barınma isteği duyarız. Geçirdiğimiz evrim sebebiyle dünyanın hemen her coğrafyasında yaşayabilen yaratıklar olarak “Yaşayabilmek” için farklı şeyler yaparız.

Bir de “Yaşamak” isteği vardır. Hayatı doyasıya yaşamak... Cümle içinde kullanarak örneklendirmek gerekirse; “Takıl bana hayatını yaşa”
Genelde bu cümleyi kullanarak sizi yanına isteyen şahıslar bir süre sonra sizin yanınızdan ayrılırlar, en azından açık görüş günlerinde sizi ziyaret edebilirler ama her insanın doyasıya yaşamak istediği bir hayat vardır ve Theodor Adorno isimli ecnebi düşünürün ağızlara pelesenk olmuş söz öbeğini hatırlatmak gerekirse “Yanlış hayat doğru yaşanmaz.”

21 Temmuz 2011 Perşembe

Bebek Dili ve Edebiyatı'na Giriş I

Bir filolog ya da etimolog olmadığım için bir dilin nasıl doğduğu konusunda kendimi dahi tatmin edici bir bilgiye sahip değilim. Nice yiğit filozofun da bu uğurda kız arkadaşlarından ayrılmak zorunda olduğunu biliyorum; yani durum biraz vahim. Türkçenin (ya da herhangi bir dilin) nasıl doğduğu konusunda “Doğru” diyebileceğimiz bir bilgi yok elimizde. Kelimelerin kökenine inip nereden geldiklerini öğrendiğimizde ise “Hımmm ne denli ilginçmiş!” diyerek dost meclislerinde kendimizi öne çıkaracak bilgiler arasına ekliyoruz, ama yine bize dilin nasıl doğduğu konusunda bir bilgi vermiyor.

Ama eğer bir dilin nasıl doğmayacağı konusunda bir gözlem yapmak isterseniz bir çocuk yapın ve onunla konuşmamayı tercih edin… konuşmamak ve onun konuşmasına izin vermemek bir dilin doğuşunu engelliyor.